Eskişehir Han Rakım Kaç? (Ve Neden Bu Soru İlişki Dinamiklerini De Anlatıyor!)
Eskişehir Han… Adını duyunca bile aklımda iki şey canlanıyor: bozkırın ortasında kahve keyfi ve Google’a “Han rakım kaç?” diye soran biriyle kahkaha dolu bir sohbet. Evet, bugün hem coğrafyaya hem de ilişkiler sosyolojisine aynı anda dalıyoruz! Çünkü Han’ın rakımı sadece metreyle ölçülmez; erkeklerin mantığı ve kadınların sezgisiyle de yükselir!
Han’ın Rakımı: Yükseklik Değil, Hayat Tarzı
Eskişehir’in şirin ilçesi Han, deniz seviyesinden yaklaşık 1.350 metre yüksekte. Yani teknik olarak epey “yükseklerde geziyor.” Ama işin komiği şu ki, Han’ın rakımını merak eden insanların çoğu aslında coğrafya meraklısı değil — “Neden bu kadar yüksekteyiz, sinyal niye çekmiyor?” diye sorgulayan gezgin ruhlular.
Burada hemen devreye erkekler giriyor. Çünkü onlar bu soruya yaklaşırken bilimsel bir PowerPoint sunumu yapar gibi davranıyorlar:
“Bak şimdi, yükseklik artarsa oksijen azalır, dolayısıyla…”
Derken kadınlar araya giriyor:
“Tamam da, oksijen azsa neden ben seni hâlâ çekici buluyorum?”
İşte o an, Han rakımı bile ilişki yüksekliğini ölçemez hale geliyor!
Erkekler: Çözüm Odaklı Rakım Hesaplayıcılar
Han’da yürüyüşe çıktığınızda, bir erkekle birlikteyseniz, emin olun ki o bir noktada telefonun GPS’ine sarılacak. Çünkü erkekler için “rakım” = “bilgi”.
Bir kadın “manzara çok güzel” derken, o “Google Earth’ten bak, burası 1347 metre” diyecek.
Bu durum öyle bir hâl alır ki, sanki Han’ın rakımı yanlış ölçülse, erkekler toplanıp belediyeye dilekçe verecek: “Kardeşim, biz ölçtük, 3 metre fazla çıkıyor!”
Ama suç onlarda değil; erkek beyninin doğasında strateji var. Onlar için yükseklik, tıpkı ilişkideki “duygusal mesafe” gibidir — ölçülmeli, analiz edilmeli ve gerekirse düzeltme yapılmalıdır.
Kadınlar: Empatiyle Rakımı Hissedenler
Kadınlar ise bu konuyu bambaşka bir düzlemde ele alır.
Onlar Han’ın rakımını değil, havasını hisseder.
“Burası yüksek, ama kalbim sıcacık,” der mesela.
Bir erkek “bak 1.347 metre” diye hesap yaparken, kadın “ama his olarak 2.000 metre mutluluk var” der.
İşte fark bu: biri ölçer, diğeri yaşar.
Belki de Han’ın bu kadar huzurlu olmasının nedeni budur: Yüksekliğini erkekler ölçer, ruhunu kadınlar tamamlar.
Han Rakımı mı, Yoksa İlişkinin Rakımı mı?
Gelelim asıl meseleye…
Han’da yürürken nefesin kesiliyorsa, bu illa ki yükseklikten değildir. Belki de karşındaki kişi seni gerçekten “rakım yükseltici” bir etkiye sokmuştur.
Bir kadın “seninle dağları aşarım” derken, erkek “kaç metre olduğunu bilmeden aşmam” diyebilir — ama sonunda ikisi de aynı zirveye varır: gülümsemeye.
O yüzden Han’ın rakımını merak ederken aslında biraz da kendi hayatımızın rakımını ölçüyoruz.
Ne kadar yüksekte olursak olalım, yanımızda kahkahasını eksik etmeyen biri varsa, oksijenin azlığı bile fark etmiyor.
Han’da Rakım Sohbetleri: Yorumlarda Buluşalım!
Şimdi sana soruyorum sevgili okur:
Senin için rakım mı önemli, yanındaki insan mı?
Han’a gitsen, yükseklikten mi etkilenirsin, atmosferinden mi?
Yorumlarda buluşalım, belki birlikte bir “duygusal rakım haritası” çıkarırız.
Unutma, bazen yüksek olmak değil, yüksekte de tebessüm edebilmek önemlidir. 😄